19 Mayıs, 2007

ORTAKÖY'DE GÜZEL BİR GÜN







Bir martı süzüldü gökyüzünden denize doğru. Bir balıkçı kayığını çekti kıyıya ve balık dolu kovalarını karaya çıkardı. Minik adımlarıyla koşan bir çocuk havalandırdı güvercinleri gökyüzüne doğru. Şişman kedi, balıkçının yanında kendi payını bekledi sabırsızlıkla. Sımsıcak mayıs güneşinin altında oturmuş izliyorum bu koşturmayı. Karşımda İstanbul’un siluetine konu olmuş bir cami ve Boğaziçi köprüsü. Önümde martılar, balıkçı, kuşlar ve çocuk… Hafta içinin sakinliğiyle Ortaköy’de güzel bir öğleden sonra. Derin derin içime çekiyorum denizin kokusunu. Uçuşan martıları, balıkçı teknelerini, denizin beni alıp götüren görüntüsünü izliyorum sessizce.

Denize sevdalı ben, kışın bile deniz kenarında bir yerlere gitme derdindeyimdir. Buz gibi havada bomboş sahilde oturmanın, esen rüzgara rağmen denizin soğuk ve tuzlu kokusunu içine çekmenin tadı bambaşkadır. Baharın gelmesiyle bu keyfim daha da katlandı. Deniz şehrinde doğup büyüdüğüm, deniz çocuğu olduğum için bu kadar tutkunum belki denize. O gün de Ortaköy’de uzun zamandır özlediğim bir buluşmayı gerçekleştirdim. Güneş, deniz (tabi ki Boğaz olduğu için çok daha mutluyum), hafif bir rüzgar, martılar, büyük bir huzur ve birkaç kare fotoğraf...